Türkiye’de her 3 yetişkinden 1’inde hipertansiyon var. Anadolu Sıhhat Ataşehir Tıp Merkezi Hipertansiyon Polikliniği’ni hipertansiyonun kalp ve damar hastalıkları için en değerli ana risk faktörlerinden biri olduğu gerçeğinden yola çıkarak hizmete açtıklarını anlatan Kardiyoloji Uzmanı Dr. multidisipliner yaklaşım vizyonu ile zamanında, gerekli tedaviyi etkin bir şekilde uygulayarak hastayı yakından takip etmek ve hastalarımızı hipertansiyonun neden olabileceği kronik hastalıklardan korumaktır.”
Anadolu Sıhhat Ataşehir Tıp Merkezi Kardiyoloji Uzmanı Dr. Nermina Alagiç, kalbin birçok yapıdan oluşan kompleks bir organ olduğunu ve her yapıyı etkileyen hastalıklar olması durumunda “kalp hastalığı” başlığı altında incelendiğini belirterek, “En çok kalp hastalığı” başlığı altında inceleniyor. Kalbimizi besleyen koroner arterler dediğimiz damarların daralması/tıkanması durumunda gelişen yaygın koroner arter hastalığı, kapak hastalığı, hipertansiyon, kalp kası hastalıkları, ritim bozuklukları ve kalp zarı hastalıkları. Bunların hepsi kalp hastalığı başlığı altında inceleniyor” dedi.
Semptomlar hastalığa bağlı olarak değişebilir.
Kalp hastalıklarının şikayet ve belirtilerinin kalp hastalığının türüne göre farklılık gösterdiğini vurgulayan Kardiyoloji Uzmanı Dr. dikkat edilmesi gereken en önemli şikayetlerin başında gelir. Göğüs ağrısı eforla tetiklendiğinde veya sırt, kol ve çeneye yayıldığında dikkatli olunmalıdır. Hipertansiyonda boyundan başlayan baş ağrısı, kulaklarda dolgunluk veya çınlama, çarpıntı gibi farklı şikayetler olabilirken maalesef herhangi bir şikayet gelişmediği için tedavi görmeden yüksek tansiyon ile yaşayan bireyler de bulunmaktadır.
Kalp hastalıklarını önlemek için basit önlemler yeterli
Kalp hastalıklarından korunma yollarının kolay olduğunu ve fazla çaba gerektirmediğini belirten Dr. Nermina Alagiç, “Yalnızca bunu bir yaşam biçimi haline getirmek ve uzun süre devam ettirmek gerekiyor. Tütün ürünleri tüketiminin bırakılması, kırmızı et tüketiminin sonlandırılması, egzersiz ve yürüyüş yapılması, tuz tüketiminin azaltılması bu önlemler arasında sayılabilir. Tükettiğimiz tuzun yüzde 80’ini yemeklerden hazır olarak alıyoruz ve günde 6 gramdan fazla tüketmemeliyiz. Lifli besinler tüketmek her zaman önceliğimizdir. Ayrıca balık tüketimi de ihmal edilmemelidir. Bu tür değişikliklerle kendimizi kalp ve damar hastalıklarından koruyabiliriz.”
Hipertansiyon 3 kişiden 1’ini etkiliyor
Hipertansiyonun sistolik kan basıncının yani sistolik kan basıncının 140 milimetre cıva, diyastolik kan basıncının yani diyastolik kan basıncının ise 90 milimetre cıva olduğunun altı çizilerek, Türkiye’de her 3 yetişkinden 1’i. Nermina Alagic, “Hipertansiyon kalp ve damar hastalıkları açısından çok önemli. Sistolik kan basıncındaki 20 milimetrelik bir artış ve diyastolikteki cıvadaki 10 milimetrelik bir artış, kardiyovasküler hastalığı 2 kata kadar artırabilir.
Hipertansiyon hastalarının yarısı hastalıklarının farkında değil
Yaşla birlikte hipertansiyon gelişme olasılığının arttığını belirten Dr. Nermina Alagiç, “Vatandaşların yüzde 45’i ne yazık ki hipertansiyon hastası olduğunun farkında değil. Bu da zamanla kalbe ve diğer organlara zarar verebilir. Erkeklerin yüzde 59’u ve kadınların yüzde 33’ü hipertansiyonu olduğunun farkında değil. Günümüzde tansiyon faktörünün artması, hareketsizlik ve sağlıksız beslenme nedeniyle hipertansiyonun gelişme yaşı giderek azalmaktadır. Vücut kitle indeksi (VKİ) yüksek olan kişilerin yüzde 40’a kadarında hipertansiyon gelişmiştir. Unutulmaması gereken bir başka bahis de aile tarihidir. Hipertansiyon tanısı konan kişilerin %60’ının ailesinde hipertansiyon öyküsü vardır. Bu nedenle şikayeti ya da yaşı ne olursa olsun bireyler mutlaka tansiyon kontrollerini yaptırmalıdır.”
Ana risk faktörü yaş
Ana risk faktörünün ilerleyen yaş olduğunu vurgulayan Dr. Nermina Alagiç, “Erkeklerde 45, kadınlarda 65 yaşından sonra daha riskli bir kümeye geçiliyor. Daha büyük risk faktörü, 140’a 90’ın üzerindeki kan basıncıdır. Obezite, değerli risk faktörlerinden biridir. Erken menopoz kalp ve damar hastalıkları açısından büyük değer taşır. Hareketsizlik çağımızın en büyük sorunlarından biridir. Hiperkolesterolemi dediğimiz yüksek kolesterol maliyetleri, kalp ve damar hastalıkları için başlıca risk faktörleridir. Diyabet, kardiyovasküler hastalıklar ve iskemik kalp hastalığı için değerli bir risk faktörüdür. Stres, sosyal belirtiler, psikolojik faktörler ve sigara da değerli risk faktörleridir.
Kaynak: (BYZHA) – Beyaz Haber Ajansı
